Freitag, 23. Dezember 2016

2016, seni bire bölüyorum

Faturalar ödendi. Kağıtlar ayıklandı. Ev temizlendi. Çöpler atıldı. İşler bitti. 
Türk kahvesi yaptım. Ağlıyorum.

Yeni yıl için günlüğe dileklerimi yazacaktım. Kalem ilerlemedi. Anladım ki kendim için dileğim yok. Kararım yok, planım yok, hedefim de yok. İnsan biraz ürküyor ama olsun. 

Bunca ilkten sonra baba, sırada, toprağına eğileceğim bir yılbaşı var. 
  
Sana ne kadar veda etsem az. 

Donnerstag, 1. Dezember 2016

Özlem, bizi ağaç yap

Baban gittiğinde gövdesiz kalırsın.


Sana dönsün istersin. 
Elinden geleni yaparsın.
Dönmez.
Aksilik bu ya, sen de hemen o an ölemezsin.


Önceleri, şimdiye direnirsin. 
Zamanı hep geri sararken, her yerde ama en çok da yanıbaşında, sonra odalarda, olmadı telefonun diğer ucunda babanı ararsın.


Kabul de ortadan kaybolmuştur.
Kabul! Sen neredesin?
Artık gel.
Kabul, sana bir gelir, bir gider. Bakarsın ki bir gün uzun kalır. 
Rahatı yerindedir öyleyse, bırak kalsın.


Sen, işte böyle bir günde soracaksın kendine:
Acaba tekrar kök salabilir miyim?


Tam bu esnada hayat sana sorgusuz sualsiz mutlaka bir tutunacaktır.


 Sana tutunan hayatı silkelemezsen, baban, gönlünü almak için elinden geleni yapar. 
Çünkü O da artık bulunduğu diyarlarda keyif sürmek istiyordur.
İlk doğal hakkıdır.
Umutlanır mısın?


Ne dersin dostum, artık kendini dikebilir misin?