Dienstag, 24. Mai 2016

Ruhumu kaybettim. Hükümlüdür.

Bir deftersin ve yanabilirsin. Ya da yüzlerce külah olabilirsin.
Artık resimler put gibi değil mi? Tanrılara taparak uçarsan yükselebilir misin?

Bana dedi ki: Sen ne zaman patlayacaksın? 
Kaset başa sarılmış gibi. Yine içine atma! 
Ağır çekimdeyim. Bu yavaşlıkta neyi nereye atacağım? Ki ben atmayı bilmiyorum.
İnsan yaşamadan bilmiyor. Bilmeyen anlayamaz. Ben de hiç anlamamışım. Anlıyorum. Aslında hiç bir şey anladığım yok.
Topluma faydam dondu. Ne yaparsam yapayım, nerede olursam olayım, güneş, yağmur, kar yok gerçi, ama rüzgar, içim duruyor. Başımı yana çevirme sürem yarım gün. Kiminle görüşürsem görüşeyim, tek konuşan ve dinleyen karşımdaki.
Daha iyi misin? Daha iyi gördüm seni. Yüzüme de, gözüme de başkaları bakıyor.
Bazen kendimi evlatlık veriyorum.

Yıllardır görüştüğüm insanların sırları varmış. Anlatıyorlar. Sır nedir ki? Baktım. TDK, bana sıkça arapça kelimelerle geliyor. Gizler sırları yermiş.

Bir ruha sahibim. Fakat evden kaçtı.